12 Mayıs 2012 Cumartesi

Ne olduk? Ne olacağız?

Ömür su misali o kadar hızlı akıp geçiyorki, Doğrusu ne kadarının farkına varıyoruz. Kendi adıma Neredeyse günleri bile takip edemez hale geldim. Bizi oyalayacak o kadar boş şey varki onlarla oyalanmaktan, birşey görmüyoruz.
Hayat bitiyor  ne olduğumuzla ilgiliyiz ya hep..  ne olduk, ne olacağız demiyoruz. Yaptıklarımıza bakmıyoruz. oysa hep böylemi kalıcak herşey...
Kendi adıma doğrusu endişeliyim,  doğru yaptığımı sandığım şeyler için bile endişeleniyorum , kaldıki yaptığım yanlışlar ne olacak bilmiyorum.
Ya bundan sonrası internette bir fotoğraf vardı ve beni o kadar etkilediki...
artık benim masa üstü resmim oldu bir bu fotoğraf ve birde benim fotoğraf... artık hep burda kalcak çünkü, (ileriyi görürsek inşallah tabi). ilerde ne olacağımı unutmamamı sağlıyor.... çekenin ellerine sağlık

8 Mayıs 2012 Salı

Kalitesiz Yaşam

Nereye gidiyoruz? anlamış deyilim. bütün bu çin malı, japon malı  satışını yasaklasalarya ne iyi olur. Adamlar yemiyor içmiyor, uyumuyor bedavaya çalışıyor. Aslında şöyle söylemek lazım sanırım. Neden bizim insanlarımız ucuz diye böyle kalitesiz şeyleri almaya meraklılar. Eve gelene kadar ya kırılır, ya bozulur.
   Miktar arttıkça kalite düşer herzaman. Artık kullan at dönemi başlamış durumda. o kadar kalitesizki herşey, bir şeyi alıpta uzun soluklu kullanmak imkansız. ve her tarafta o kadar kalitesiz ve birbirinin aynı şey varki. Arada emek verilmiş ve güzel şeylerinde değeri kaybolup gidiyor.
   Çıldırmış düzeyde bir tüketim söz konusu, savurganlık.. Bir ülke üretmiyor hep tüketiyorsa, ciddi sorunlar var demektir. Herkes kendine bir bakmalı, bir düşünmeli, o kadar berbat şeyleri alıp, sonra çöpe atıyoruzki..
   Daha kaliteli hayat diye beynimize kazırlarken bazı şeyleri, bizi ne kadar basit şeylere alıştırdıklarına dikkat edin.
kendi yaptıklarımıza, emeklerimize burun kıvırıp kalitesiz şeyleri almayın lütfen...

5 Mayıs 2012 Cumartesi

İş 1


Herkese uymayan basma kalıp cümlelerden nefret ediyorum. Başarıya giden yolda şunları yapmalı,
öyle yapmalı, böyle yapmamalı gibi kelimeler kullanıp. Başaramıyorsanız bu kez böyle yapmalısınız gibi kelimeler. Beni rahatsız ediyor. Yapan var yapamayan var. Anlayan var anlamayan var.
bende bir merkez kurucam en sonunda. Kendini tanı, ne istediğini bil, başarabileceğini gör ve ondan sonra yap merkezi.
Herkesin yapabilecekleri farklıdır. Herkes her işi yapamayacağına göre. Çoğu şeyde kişilikten dolayı başarının kriterleri kişiye göre değişir.
Kişi gelecek. Önce kendini anlatacak. Özellik
lerini
istediklerini
yapabileceklerini
yeteneklerini
becerilerini
anlatacak deneyimleyecek
sonra kişiye göre bir plan hazırlanacak yapmak istedikleri konusunda ve o doğrultuda yönlendilecek.
iş arıyorsunuz önünüze gelen işe başvuru yapılıyor. Neden? mecburiyet bazen. Bazende boşvermişlik
sonra başarısız olmak kaçınılmaz oluyor tabi.
Insan özeldir. Herkes özeldir. Özel olduğunu hissetmeli önce. Işini önemsemeli. Ve ne gerektiriyorsa onu yapmalı. Istediği işi yapmalı ki mutlu olsun...

Geçmişte Asılı Kalmak

Geçmişe bağlı yaşamak, ileriye bir adım bile atmanıza izin vermez. Siz hep ilerlediğinizi sanırsınız, bir bakarsınız hala aynı yerdesiniz. Geçmişte yaşadığınız kötü olaylar, istemediğiniz şeyler, aile baskısı, zorla yaptığınız herşey. onlara duyduğunuz öfkeniz zaman geçtikçe anlamadan daha da  büyür. korkularınız ve öfkeniz büyüdükçe onlarla yüzleşmek dahada zor gelir.  Oysa insan kızdıysa bağırmalı, istemiyorsa haykırmalı. İstemediği birşeyleri zoraki yapmamalı. Öfkesini alamamak. sesini duyuramamak ilerde kendine karşı ve o olayları yaşadığında muhatap olduğu insanlara karşı öfke ve isyanını daha da artırıp, Önüne kocaman bir duvar örüyor.  
Zaman geçince yüzleşmediğiniz bu öfkeniz, sizin çıkmazda kaldığınızda sığındığınız bir liman haline gelecek... Bak işte o yüzden oldu, Onun yüzünden oldu, Bana kalsaydı ben böyle yapardım, izin vermediler ki gibi cümlelerle başlar konuşmalarınız.
İlerde yapacaklarınızdan çok geçmişte size yapılanlarla ilgilenir daha fazla kızar, daha fazla öfkelenir bunu hep kendi kendinize yada en yakın arkadaşınıza anlatırsınız. Oysa Yüzleşmeniz gereken kişilere söylemezsiniz. Sürekli bir şikayet bir isyan halindesiniz. Bazen iyi olur mutlu sanırsınız fazla sürmeden birden değişip çok mutsuz hissedersiniz. çünkü aklınıza yine geçmişteki bir şey gelmiştir ve yine öfkelenmişsinizdir.
Önce şöyle  bir düşünmelisiniz. 
Sen dünkü senmisin
zaman ve koşullar dünkü gibibi
Dün verdiğin tepkiyi peki bugün verirmiydin.
işte bunlara cevabın hayırsa eğer
Dünde kalan herşey geride kalmıştır artık, dün ne yaptığınla deyil bugün ne yapacağınla ilgilenmelisin.
Yoksa hep dünde asılı kalırsın.... 

4 Mayıs 2012 Cuma

Annemm

Anneler günü geliyor, annem yanımda deyil ki. anca telefonla arayıp, onu sevdiğimi söyleyebilirim. Anne kucağı sevgisi her yaşta aranıyor. Bazen annemin kucağına otursamda sevse beni derim. Kocaman olsamda anne sevgisi bir başka... Annemi özledim..

3 Mayıs 2012 Perşembe

İki Melek

 İki melek maddi durumları iyi olan bir ailenin evine misafir gider. Aile pek iyi davranmaz meleklere, zira hep yüzleri asık hareket ederler. Melekler o gece orda kalırlar. Sabah evden çıkmadan meleklerin biri duvardaki çatlağı onarır, evden ayrılırlar.
Melekler Durumları iyi olmayan bir aileyi ziyaret eder bu kez. Ev Sahibi kadın gülerek mutlulukla karşılar onları ve en iyi hizmeti yapar elinden geldiğince.  Sabah melekler giderken ev sahibinin ineği ölür. Melekler evden ayrılır. meleklerden biri diğerine sorar. İlk evde bize kötü davrandılar fakat sen onların duvarını tamir ettin. Bu evde bize çok iyi hizmet ettiler fakat sen onların ineğinin ölmesine neden engel olmadın diye sorar.
Melek ilk evdeki duvarın arkasında altınlar vardı, onları bulmasınlar diye onardım. Bu evde ise akşam azrail geldi kadının canını almaya, azraile kadının canı karşılığında ineği vererek anca ikna edebildim der....

Bazen kötü görünsede olaylar. Mutlaka bir hayır vardır...

1 Mayıs 2012 Salı

Hayat Dalga Geçerken

       Kendime sorduğum sorulara cevap bulamıyorum. Belkide yanlış sorular soruyorum. Daha basit düşünmem  lazım sanırım. Bazan cevapları zor zannetsekte aslında çok basittirler. Hayat gibi, düşündüğünde aslında çok basit geliyor. Fakat zor olarak yaşıyoruz. Kendimiz zorlaştırıyoruz. Hayatıda, yaşam tarzımızıda, düşüncelerimizi ve cevaplarımızı da...
       Hayatta bazan tamamen dibe vurmadan yukarı çıkmak mümkün olmuyor. her yokuşun inişi, her inişin de bir çıkışı olacaktır elbet. Sabretmek, çözüm aramak, azimle devam etmek gerekiyor. Kendimce ürettiğim çözümler yeterli gelmiyor şu an.. Hayatın bir anda altüst oluşu bütün yaşam bağlarınızı koparıyor böyle. Geriye ne iş, ne kariyer nede yaşam sevinci kalıyor. ve bir bakıyorsunuzki hiç bir şey yapmamışsınız aslında. bunca yıl bir anda uçup gitmiş. bir süprizle yerden bile kalkamaz hale gelmişsiniz. avucundakiler giderken meğer hiçbirşeyim zaten yokmuş dersin. yada bunca yıl mücadelenin bir hiç olduğunu öğreniverirsin böyle.. Hayat sana göz kırpmış dalgasını geçerken, işte benim gibi böyle çıkar yol bulmaya çalışırken gelde hayatla dalga geç bakalım....