30 Nisan 2012 Pazartesi

Sessiz Gece

 Bu gece de sessiz, tıpkı daha öncekiler gibi. Sabah olacak yeni bir gün doğacak. Her yeni bir gün yeni bir umut yeni bir başlangıç hepimiz için. Şükretmek her yeni güne uyandığımızda. Şükretmek ve doyasıya yaşamak o günü. 
Hayat öyle kayıp gidiyorki avuçlarımızdan. dün ne yapmıştık diye hatırlamıyoruz bile. ne kadar boş geçiyor zamanımız boş ve anlamsız.. 
Umutlarım yıkılsada her gece yeniden yeşeriyorlar yeni başlıyacak gün için. tekrar mücadele edip başarmak için. Kapılar kapansada yeni bir kapı açıyorum her defasında. Yıkılsamda kalkıyorum hep. Önemli olan kalkabilmek deyilmi. Her seferinde yeni bir şey öğrenerek kalkıyorum. Hayat yeni şeyler sunsada bize. Bizden de bazı şeyleri  götürüyor.. Dün hissettiklerimizi hissetmiyor yada dün yapmak istediklerimizi artık istemiyoruz. Değişiyor ve öğreniyoruz.. Tecrübeyle öğrendiklerimiz ömür boyu yanımızda taşıdıklarımız bence.. 
Bu gece de bitecek daha öncekiler gibi. umarım güzel bir gün olur herkes için...

29 Nisan 2012 Pazar

Aylaklık Günü

    Bugün aylak aylak gezdim, boş gözlerle etrafıma bakındım. Baktım fakat göremedim. aklım dolu kafamın içinde bir sürü şeyler dolanıp dururken insan baksada göremiyor işte... çay bahçesinde oturdum bir banka, bir bayan geldi az sonra sohbet etmeye başladık. sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi, sanırım bir saatten fazla sohbet ettik. sonra o evine ben dolanmaya devam etmek için kalktık. farkettimki insan bazan hiç tanımadığı tamamen yabancı insanla konuşma ihtiyacı duyuyor ve kendini iyi hissediyor, belliki onunda ihtiyacı vardı konuşup dertleşmeye,  konuşmasından onu anladım.. ve bir şeyi daha hatırladım sohbet ettik de ikimizde adımızı bile sormadık birbirimize, ne garip...
     İnsanın aklı meşgul kafası doluyken ne kadar çözüm üretebilir önce kafasının içindekileri boşaltması gerekir ki üstüne birşeyler koyabilsin yeni fikirler üretsin. Yani dolu bir bardağın boşaltılmadan doldurulamayacağı gibi.
Yinede aklındakileri isteyince öyle hemen bardağı döker gibi boşaltamıyorsunuz. Zaman alıyor belki kendini başka şeylere vermek belki aylak aylak gezmek çare olur diye düşünmüştüm. bugünümü gezmeye ayırdım işe yaradımı ? hayır. Ayaklarımın ağrımasından başka bir işe yaramadı. Yada yarayacak ama yeterli gelmedi kimbilir. İlerleyen zamanlar gösterecek bunu....  
     


27 Nisan 2012 Cuma

Sessiz Çığlık

      Geçen her an umutlar tükeniyor sanki, yaşamak anlamını yitiriyor, direnmek lazım, savaşmak, inatla hayatın üstüne yürümek lazım. Nokta kadar cesaret lazım belkide, ama o nokta kadar cesaretim bile yokki.
Galiba herşey üst üste geldiğinde insan kilitleniyor. Düşünemiyor bile.. Umutlarımın yokoluşunu ve çaresiz kalışımı seyrediyorum sanki. Hani bir film oynuyor ve ben sadece seyrediyorum sessizce.. Bir sesim yükselse aslında belkide müdahale edebileceğim....  ses yok sessizliğe gömülmüş umutlarım var....
    Birgün biliyorum bu çıkmazdan çıkacak kırtulacak hayallerimi, umutlarımı geri alacağım. Evet bir gün hepsini fazlasıyla geri alacağım biliyorum.  Şu an o an deyil ondandır tükenişim, o an biran önce gelse iyi olur, yoksa böyle kendi kendime attığım sessiz çığlıklarım beni delirtecek....
  

19 Nisan 2012 Perşembe

Çocuk Olabilmek..

Bugün çocuk olmayı isterdim. O gözle dünyaya bakmak isterdim, merakla.. zaman kavramı olmaksızın, yaptıklarımızın sonucunu bilmeden bir gün geçirmek, mesela 6 yaşında olsam ve her bilmediğim şeyleri sorsaydım, kediyi altı ayaklı çizseydim, güneşin üstünde araba çizseydim, sandalye ye neden Sandalye denmiş, masaya neden masa denmiş biz büyüklere komik hatta aptalca gelen soruları sorsaydım...
büyüyünce insan anlıyorki asıl olunması gereken aslında 6 yaşındaki bir çocuğun gözüyle dünyaya bakabilmek. Herşeyi sorgulayan hayalinin ve ufkunun sınırsız olduğu çocukluk dönemi..Büyüyünce insan anlıyor neleri kaybettiğini..
Bir günlüğüne hepimiz çocuk olalım...
sorular soralım bu sorular tıkandığımız yada aklımızın takıldığı bir konuda da olabilir...
ve eğlenelim hiç gitmediğimiz biryere gidelim yada hadi canım olmaz dediğiniz bir şeyi yapın yatağın üstünde zıplayın.. bağırarak şarkı söyleyin... işinize farklı yoldan gidin.. merdivenleri atlayarak inin..sizde kendiniz için bulun birşeyler bir düşünseniz neler bulursunuz...ve ben bu sabahtan itibaren hergün bir çocukluk yapıcam. keşke herkes denese.. 

10 Nisan 2012 Salı

Şımartın Kendinizi

Bu aylara dikkat. Bahar ayları , dengesiz oldukları gibi bizleride dengesizleştiriyorlar. Kendinizi mutsuz hissediyorsanız.  Sabah yataktan kalkmak istemiyorsanız, Yaptığınız işten sıkılır duruma gelmişseniz, en küçük şey bile sizi sinirlendirip bağırmaya sevk ediyorsa, hiçbir şeyden keyif alamıyorsanız. Tükenmişlik sendromuna yakalanmışsınız demektir...
Gelelim çözümüne. Çözümü size bağlı, yani kendinize zaman ayırıp kendinizi şımartıcaksınız... Her gününüzden bir saat çalın kendinize ama nitelikli zaman olmalı sadece istediğiniz bir şeyi yapıp kendinizi iyi hissetmelisiniz...
Hadi şimdi kendimizi şımartalım.....

9 Nisan 2012 Pazartesi

Umutsuzluğum

   Umutlarım azalıyor hatta bazan kalmıyor. Bazan bildiklerimi bile unutuyorum. kelimeler kayboluyor. cümleleri kurmakta zorlanıyorum. konuşmak istemiyor. kendimi bir yere kapayıp günlerce kimseyle konuşmadan öylece sessiz sadece uyumak istiyorum. Hiç böyle karamsar olmamıştım. Hep olumlu düşünüp hayatı olumlu yaşayanlardanım. neden böyle olduğunu bilmiyorum. geçecek sanırım, biran önce geçse iyi olur çünkü kendimi böyle çekemiyorum.