28 Kasım 2012 Çarşamba

ÇÖZÜM ARAMAK..

   Bazen bir çıkış yolu bulamamak alternatif çözüm yolları üretmemizi sağlar. Hani bir yerden başlamak nereden olursa olsun bir yerden başlayıp önümüze çıkan fırsatlara göre yeni kararlar almamız gerekir.
   İnternet de ne kadar absürt şeyler varsa yazmışlar. insan zaten güven duymuyor onlara. Birde her şeyi fırsata dönüştürmeleri sinir bozuyor. Neden bunlar denetlenmiyor anlayamıyorum doğrusu.
   Günlerdir araştırdım. Ya kendi ürünlerinizi bazı sitelere ekleyip satılmasını bekleyeceksiniz, tabi kendi yaptığınız ürünleriniz varsa. Ya da bir mağazayla anlaşarak onun ürünlerini satacaksınız. bunları yapıp beklemek çok can sıkıcı geliyor bana. Kendim iş yeri açmak istemiyorum. en azından 2 yıl istemiyorum. Hep kendi işinde çalışan biri için bazı şeyler zor oluyor. Ortada kalmış gibi geliyor. Boş da duramayınca iyice zor geliyor. En son turkcellin home oficce iş ilanına başvurdum. Kısmet belki olurda en azından sıkıntıdan kurtulurum diye. netten bir şeye karar vermek zor oluyor, ve de zaman istiyor. zamanı ve sabrı olanlar netten farklı alternatifleri de araştırabilir. Ben biraz elle tutulur gözle görülür şeyleri seviyorum sanırım.

24 Kasım 2012 Cumartesi

POZİTİF DÜŞÜNÜN

       Öyle cümleler vardır ki hayatımızda, kocaman hayal kırıklıklarımız, umutsuzluklarımız, özlemlerimiz,    gizlidir onlarda.   içinde bizi saklayan, her başladığımızda içimizi acıtan.  "ah keşke" diye ya da "olsaydı eğer...." le başlayan cümleler geçmişi unutmamıza, geleceği bile görmemize engel olurlar.
      Oysa hayat kısa. başımıza gelenler ise tüm evrenin bir parçası ve hiçbir şey tesadüf değil. Başımıza gelenleri kendimiz yaratırız, öyle olması gerekmez aslında." iyi düşünelim iyi olsun" derler ya tamamen doğru. "ne ekersen onu biçersin" " ne koyarsan tabağına o gelir kaşığına"  bunlar çok doğru.
       İnsan düşüncelerini, enerjisini olumlu yönde kullanmalı ki olumlu olsun. sürekli asık suratlı ve her şeyin olumsuz taraflarını gören arkadaşınız varsa, inanın başınıza gelenler onun bakış açısına göre gelişecektir.  çünkü arkadaşınızın düşünceleri sizi de etkilemiştir.
       Bazı insanlar vardır, hep neşeli, hayata olumlu bakar olayları fazla irdelemeden  pozitif  yaşarlar. onların hayatlarına bakın. Sürekli mutludurlar ve sürekli gülümserler. Başlarına kötü şey de gelse üstesinden gelmeyi ve geride bırakmayı çabuk becerirler. İşte hayatınızda böyle insanları almalısınız. İstemediğiniz sizi mutlu etmeyen her şeyi çıkarıp atın hayatınızdan.. İstemediğiniz, mutlu olmadığınız işte çalışmayın. korkarız işsiz kalmaktan yeniden başlamaktan. Oysa istemediğimiz şeye devam etmek ilerde "ah keşke " diye başlayan bir sürü cümleleri ve hayal kırıklıklarını sokacak hayatımıza. Hayat size doğru isterseniz, pozitif olursanız size istediğinizi verecektir zaten. güzel olan her şeyde şükretmeyi unutmayalım.

23 Kasım 2012 Cuma

DEĞİŞMEKTEN KORKMAYIN

       Üstat, çırağının sürekli her şeyden Şikayet etmesinden sıkılmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, Yaşlı Üstat ona, bir avuç tuzu bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak adamın söylediğini yaptı ve içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.
       "Tadı nasıl?" diye soran adama öfkeyle, "acı" diye cevap verdi. Üstat gülerek çırağını kolundan tutup dışarı çıkardı. Sessizce az ilerde ki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez bir avuç tuzu göle atıp gölden su içmesini istedi. Çırak söyleneni yapınca Üstat yine aynı soruyu sordu: " Tadı nasıl?" " ferahlatıcı" diyebildi çırak. "Tuzun tadını aldın mı ? " diye sordu yaşlı adam.
"Hayır" cevabını alınca, Suyun yanında diz çökmüş çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:   "Hayattaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Miktarı hep aynıdır. Ancak acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırap içinde olduğunda yapman gereken, acı veren şeyle ilgili hislerini gözden geçirmek ve genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.
                                                       *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  * 
  
  Bizlerde değişmekten, sınırlarımızı genişletmekten korkarız, endişe duyarız. Yaşam bizi zorlayana dek, eski gerçeğimize takılıp kalırız. "Değişmeyen tek şey, değişimdir" bunu çoğumuz biliriz. Yinede bilinmeyeni göz ardı eder, Kendimizi güvencede hissetmek istediğimizden, sınırlarımızın ötesine geçemeyiz. Aslında içimizdeki sesi dinlemeli ve bu  sese kulak vermeliyiz. İstemediğimiz işte çalışmamalı, istemediğimiz bir şeyi yapmamalıyız. Bu cesareti gösterdiğimizde ise içimizdeki korku ve kuşkuların ne kadar yersiz olduğunu anlamış olacak, ne kadar özgür olduğumuzu tüm hücrelerimize kadar hissedeceğiz.

21 Kasım 2012 Çarşamba

FİMO HAMURU


                                 
Fimo hamuruyla harikalar yaratmak elinizde. Üstelik sıkıntı ve strese karşı oldukça etkili. Başlayıyınca inanılmaz şeyler çıkıyor ortaya. Hayal gücünüzle harikalar yaratabilirsiniz.



                                   
                                 


 







EVDE ERGEN VAR

 Acaba 'dikkat ergen var' mı demeliydim. Bizim evde 2 ergen var. Biri 13 yaşında oğlum, diğeri ise 37 yaşındaki eşim. Diyebilirsiniz, oğlanı anladık ama koca ne alaka. Ama inanın öyle. Kocanız varsa evde hiç ergenliği bitmeyen biri var demektir. Yani işiniz zor. Şaka bir yana bugünlük eş ergenliğini kenara bırakıp (konuşma hakkımı sonraya bırakarak tabi) Ergenlik çağındaki çocukların. Yani benim evdeki sorunlara kısaca değinmek istedim.

 Ergen Hakları:

- Evde kendi haline bırakmalısınız. Hareketleri kısıtlanmamalı ( top oynaması, yüksek sesle müzik dinlemesi,)
- Asla kontrol altında olduğunu hissetmemeli,
- Arkadaşı gibi olmalısınız, hatta kanka ayakları bazan onu içindekileri söylemesi açısından süper oluyor.
- Çok uyarıda bulunursanız, o tırmalayan sesiyle Annnnne Yaaaaa diye birden bağırabilir. (bu arada seslerinin          ayarını da yapamıyorlar)
- Büyüyor, Değişiyor, Onu böyle izlemek benim en büyük zevkim. Onunla asla dalga geçmeyin. Özellikle   başkasının yanında.
-başkalarının yanında el şakası dahi yapmayın. beklemediğiniz tepkileri alabilirsiniz.
- Çok duygusal bir dönemdeler,ve küçücük bir şeye takıp ağlayabilirler, dikkat !
- Birden bire bilmedikleri konu hakkında söze girip anlamadan ileri geri konuşabilirler.
- Kendilerini sizinle eşit zannederler. Anne Baba kavramları biraz değişiyor.
- Zaman zaman bunların geçici bir durum olduğunu onu anladığınızı söyleyin.
- Aynanın karşısında konuşması, kendini seyretmesi, görürseniz, görmemezlikten gelin bence.
- Çok çabuk canları sıkılıyor. Canları sıkılınca size sarabilir, sizinle uğraşabilir, güç gösterisinde bulunabilir.
 Benim oğlum sürekli benle top oynamak ister. evde halı sahaymış gibi top koştururuz çoğu kez.
- Ona artık büyüdüğünü bir genç olduğunu hissettirin. Ayrıcalıklarının farkına varsın. Tabi sorumluluklarının da
- Bence en önemlisi ona onu çok sevdiğinizi sık sık söyleyin. En iyi ilaç sevgi, açamayacağı yürek yok.
Oğlumun her hareketini izlemek ayrı bir zevk, büyüdüğünü görmek, ne kadar büyüdüğünü göstermek için benimle sürekli boy ölçüşmesi, Odasından bana sürekli seni seviyorum anne. bir cola getirir misin? diye bağırması.  Bunların hepsine bayılıyorum. Anneler asla unutmaz biliyorum, ama bazen bunları hatırlayamamaktan çok korkuyorum..
  O benim Bu dünyada aldığım en güzel hediyedir....


19 Kasım 2012 Pazartesi

İZMİR-BAYRAKLI BELEDİYESİ KOSGEB EĞİTİM BAŞVURUSU

   Bugün İzmir Bayraklı Belediyesi Kosgebin girişimcilik eğitim başvurularını almaya başladı. Bende gidip kayıt için form doldurdum. Bir beklentin var mı? diye sorsalar, kesinlikle bir şey beklemiyorum.
Yinede şu aralar vaktimi değerlendirmek için iyi.
   Öğrenmeyi seven biri olarak, bilmediğim bir şey öğrensem harika olur doğrusu. Bir şeyler öğrenmek, insanın kendine bir şeyler katması çok güzel. Çocukluk döneminde bunu eziyet olarak görsen de, büyüyünce yanlış yaptığını anlıyorsun. Zamanın ne kadar değerli olduğu, sanırım yaş ilerleyince ağırlığını hissettiriyor.
  Bayraklı belediyesi bugün form doldurtmaya başladı. 22 sine kadar form doldurabilir başvurabilirsiniz.. eğitime katılmanız için iki şart var. ya bayraklıda ikamet edeceksiniz. yada işinizi bayraklıda kurmak istediğinizi söyleyeceksiniz.
form ile beraber 25 soruluk bir test var. Ciddiye alıp doldurmanız gerekiyor çünkü, bu testten 70 ve üzeri alanlar mülakata çağrılacak. Mülakatta ne iş yapmak istediğinizi anlatmanızı isteyecekler. Sizde yapmak istediğiniz projenizi anlatacaksınız.
Desteklenen projeler Kosgebin sitesinde var. bakabilirsiniz. İzmir destek kapsamında 1. bölge bunu da aklınızda bulundurun. ona göre tabloda destek ve hibelere bir göz atın. Yine de şu kadarını söyleyebilirim ki.
Bu eğitim için, ya hiç yapılmamış bir iş yapmayı, yada imalat, ihracat üzerine sunulan projeler öncelik sırasına göre bayağı önde..Başvuran Herkese bol şans diliyorum. Kolay gelsin.

18 Kasım 2012 Pazar

KOCALARA KÜÇÜK DERSLER 1

    Biz kadınların eşlerimizin, sevgililerimizin bizi anlamadığından yakınır. Bunu sürekli en küçük bir fırsatta bile dile getiririz. Birlikteyiz çünkü  kendisi olduğu için beraberiz. Değişmesini istemek aptallık bence...Kendi adıma söyleyebilirim ki, bunu eşimden hiç istemedim..
    Kadınlar şekil vermek, karşısındakini değiştirmek ve kendi istediği gibi olmasını istiyor zaman zaman. Etrafımda tanıdığım kadınların çoğu ne yazık ki böyle. Eğer karşımızdakini olduğu gibi kabullenip sevmezsek, her zaman daha fazlasını beklersek, sorunlarımız bitmeyeceği gibi, aramızdaki mesafe büyüyüp bir uçurum gibi önümüze dikilecektir..
   İlişkimiz boyunca her kadın kendince farklı taktikler, stratejiler geliştirir. (kocayla başa çıkma teknikleri)
bende kendimce bir sürü teknik geliştirmiş ve yapmışımdır. Ama bunlar eşimi değiştirmek adına hiç olmamıştır. sadece yaptığının yanlış olduğunu, yada onu özlediğimi, beni ihmal ettiğini, ona hatırlatmak adına,      bir sürü konuda ona küçük oyunlar hazırlardım...(Hala devam)
   Bunlar ilişkiyi daha sevimli hale getirme, anlatmak istediklerinizi anlatmanın daha tatlı ve bir o kadarda küçük küçük dokundurmanın yolları sadece...
  Küçük bir kağıda ...
     
            Aşkım...
         Bugünkü davranışından dolayı bana
         1 Özür
         2 Öpücük
             BORÇLUSUN
         Borcunu en kısa zamanda ödemen dileğiyle
                 (kocaman rujlu bir öpücük altına imza olarak)
                                        AŞKIN...

Yukarıdaki gibi neyi anlatmak istiyorsanız bir sürü farklı şekillerde yazabilirsiniz...

Notu klozetin tam karşısına bantla tutturun. Bu notları her gün yada 2 günde bir olarak sürekli değiştirip yazın.
(yenisini asınca eskiyi alın tabi.).
   Göreceksiniz çok güzel sevimli şeyler gelecek arkasından... İlişkinizde küçük ayrıntıları, büyük mutluluklara dönüştürmek sizin elinizde.

FOTOĞRAFTAKİ MUTLULUK

                                                  PHOTOGRAPHY BY SEZEN TUNÇ

                            İŞTE SÖZ OLMADAN  ANLATILAN,  İÇİMİZİ ISITAN MUTLULUKLAR                                                              











                                           http://www.facebook.com/SezenTuncPhotography