23 Kasım 2012 Cuma

DEĞİŞMEKTEN KORKMAYIN

       Üstat, çırağının sürekli her şeyden Şikayet etmesinden sıkılmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, Yaşlı Üstat ona, bir avuç tuzu bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak adamın söylediğini yaptı ve içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.
       "Tadı nasıl?" diye soran adama öfkeyle, "acı" diye cevap verdi. Üstat gülerek çırağını kolundan tutup dışarı çıkardı. Sessizce az ilerde ki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez bir avuç tuzu göle atıp gölden su içmesini istedi. Çırak söyleneni yapınca Üstat yine aynı soruyu sordu: " Tadı nasıl?" " ferahlatıcı" diyebildi çırak. "Tuzun tadını aldın mı ? " diye sordu yaşlı adam.
"Hayır" cevabını alınca, Suyun yanında diz çökmüş çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:   "Hayattaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Miktarı hep aynıdır. Ancak acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırap içinde olduğunda yapman gereken, acı veren şeyle ilgili hislerini gözden geçirmek ve genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.
                                                       *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  * 
  
  Bizlerde değişmekten, sınırlarımızı genişletmekten korkarız, endişe duyarız. Yaşam bizi zorlayana dek, eski gerçeğimize takılıp kalırız. "Değişmeyen tek şey, değişimdir" bunu çoğumuz biliriz. Yinede bilinmeyeni göz ardı eder, Kendimizi güvencede hissetmek istediğimizden, sınırlarımızın ötesine geçemeyiz. Aslında içimizdeki sesi dinlemeli ve bu  sese kulak vermeliyiz. İstemediğimiz işte çalışmamalı, istemediğimiz bir şeyi yapmamalıyız. Bu cesareti gösterdiğimizde ise içimizdeki korku ve kuşkuların ne kadar yersiz olduğunu anlamış olacak, ne kadar özgür olduğumuzu tüm hücrelerimize kadar hissedeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder